1250 yılında doğduğu tahmin edilmektedir. O devirde Kırşehir’e “Gülşehri” denildiği için, Gülşehri olarak anılmıştır. Gençliğinde edebiyat ve tasavvuf öğrenmiştir.erde “ Gülşehri” denildiği için “ Gülşehri” diye anılmaktadır. Asıl adı Ahmet’tir. Gençliğinde edebiyat, tasavvuf öğrenmiştir. Büyük bir ihtimalle Mevlana’dan sonra yerine geçen Sultan Velet’in, Mevlevilik’i yaymak için Kırşehir’e gönderdiği dervişlerden biridir. Kırşehir’de bir zaviye kurarak, Mevlevilik’i yaymaya çalışmıştır. Buna Gülşehri’nin şu mısralarında görebiliyoruz “Şeyh Mevlana Celaleddindurur Kim cihanda bir aliy’yüt-tayidurur Görmedik bir er cihandan gitmedi Ol Celaleddin cihandan gitmedi…” Elli yıl ben ansız durmadım, Yazı yaban durgun görmedim. Diyerek Ahi Evran’ı Veli ile 50 yıl beraber yaşamıştır. Ahi olduğu anlaşılmaktadır. Farsça ve Arapça öğrenmiş, ancak O, Öz Türkçe yazmıştır. Ahi Evran’ın ölümünden sonra Ahilik Postuna oturmuştur. 1335 yılında ölen Ahmed i Gülşehri çok ince ruhlu bir şair idi. Her ulu kendime yar eylerem, Her gece vasfını tekrar eylerem, Her seher kim gül çemende açıla, Kamudan ilkin bana karşı güle. Ahmedi Gülşehri, Feridun Attar’ın Mantık ’ut Tayr eserini Türkçeye çevirmiştir. Diye Ahi Evran’ı övmektedir. Gülşehir’inin Ahi Evren hakkında yazdığı bir risaleden başka, onun Türk edebiyatının Türkçesi, güçlü bir ozan olarak tanıtan eseri(Mantıkut-Tayr) Olmuştur.
Şiir Ahmedi Gülşehri
Bahâr Oldı
Bahâr oldı vü bûstânlarda bülbül Kılur gül ‘aşkına feryâd u gulgul Bu ‘ömr ile çemende hîç inanma Ki bir haftadan artuk dirile gül
Gülün ‘ömri azına gözüm ağla Yazun tîz geçdigine ağız aç gül Kime bir ‘afiyet geldi cihânda Kim ana irmedi yüz bin tezelzül
Bu dünye ‘izzetine garre olan Delim tarta temennâ vü tezelzül Cihânun ârzûsı cânun almak Senün fikründe esbâb-ı tecemmül
Çegâne ölüm anup eyde ten ten Karâbe ‘ömre gülüb kıla kâl kul Ola Gülşehrî gâfil kendüden kim Anun zikrinde kılmagıl tegâfül Bize kim gerekise cevr kılsın Bizüm teslîm geldi vü tecemmül Ahmedi Gülşehri
Ne derviş isteriz
Ne derviş isteriz sahip ne sultan Ne dert işimize gelir ne derman Eğer akl ise kamu pes nedir nefs Ve ger cism ise külli pes nedir can
Gülün döküldüğünü eşideli Çıkıptır gözümüzden bağ u bostan Bu ne oddur ki tütününden oldu Bizim ciğerlerimiz külli biryan
Cihan sakalımıza güler ü biz Bir oğlancık gibi peyveste giryan İmaret kıldığın yavlak aceptir Bir evi kim oliser sonra viran
Kişi yüz kâfire bir şarda uğrar Kim olmaz ara yerde bir müselman Müselmanlık iline varalım kim Bulunmaya bu kâfirlerde iman
Taş altun olmağa mümkündür illâ Buların tevbesine yoktur imkân Bu menzilden sefer kıl kim görüne Sana ol ilde ibretler firavan
Sen ihsan ile hayr et kim ölicek Sana kalmaya illâ hayr ü ihsan Eğer şad olur isen gussaya ne Ve ger gam yer isen ayşe ne noksan
Gele bir gün ki bir karıncacığın Cevabın vermeye yüz bin Süleyman Bu hub dürleri kim Gülşehri döktü Meğer kim gönlü oldu bahr-i umman Ahmedi Gülşehri