Aşık Said Şiirleri
Kırşehir Türküsü
Çıktım yükseğine seyran eyledim Al yeşil bahçeli Kaman görünür Firkat geldi ah eyledim ağladım Kılıçözü çayır çimen görünür Biter Kırşehir’in gülleri biter Çırpınır dalında bülbüller öter Çok olur güzeli hep yeni yeter Kaşının üstünde keman görünür | Gün begün artırdım ah ile zarı Elimden aldırdım gül yüzlü yarı Arzum sende kaldı koca Kayseri Erciyas başında duman görünür Said’im çekersin her zaman keder Gurbetlik daima benimle gider Bu aşkım elinden çektiğim yeter Sevdiğim yolların yaman görünür |
Ağlarım (Gurbete Çıkalı)
Gurbete çıkalı kırıldı gönlüm Bir zaman şad olup gülmez ağlarım Genç yaşımda neler geldi başıma Daha ne gelecek bilmez ağlarım Ne imiş feleğin ettiği işler Ayrılık ötüyor gökteki kuşlar Hasret kaldı bize kavim kardeşler Kardeşten bir haber gelmez ağlarım Genç yaşımda verdin bin türlü bela Mevla dert vermesin ben gibi kula Bin iki yüz doksan göründü sıla Sıla bize nasip olmaz ağlarım | Ne oldu ağalar bana ne oldu Tuna seli gibi gözlerim doldu Çifte benli yarım uzakta kaldı Felek bizim halden bilmez ağlarım Said’im derdine yanmaz mı cihan Gözümden akıttım kan ile figan Mürevvet kânisin Sultan Hamid Han Yalan dünya sana kalmaz ağlarım |
Alan Yar (Akibet Mevtime)
Akibet mevtime sebep olursun Can alıcı kıya kıya bakan yar Azrail misali canlar alırsın Pençe vurup tatlı canı alan yar Siyah zülfün döküvermiş yüzüne Can dayanmaz edasına nazına İnanmayın güzellerin sözüne Sözü verip ikrarından çıkan yar Bir hoşça naz ile durdun karşımda Bir acayip sevda yaktın başımda Beni candan edersin genç yaşımda Ben ölürsem bir gün eyvah çeken yar | Sırma bölüğünü dökmüş beline Yiğit canın feda kılmış yoluna Ferhat gibi külünk almış eline Can evimi harab edip yıkan yar Said güzellere eyledin nazar Açıldı sinemde yaram sat hezar Cemalin cennette huriye benzer Ciğerciğim kebap edip yakan yar |
Ak elleri sala sala gelen yar
Ak elleri sala sala gelen yar Nasıl getireyim seni ele ben Ya bir şahin olsam ya bir balaban Taksam cıynağıma gitsem yola ben Şahinimi salmış idim yabana Mail oldum ben bir kaşı kemana Sevdim ise yârim sevdim kime ne Ne etmişim şu koğlaşan ele ben | Koyunları kuzu ile karışık Yüze küskün amma gönül barışık Siyah perçemlidir zülfü dolaşık Yeni düştüm düzen tutmaz tele ben Der Said’im görür zatı zad ile Aldırdım yârimi bir ispat ile Göksu sülenbetli tosun at ile Yâr terkimde hep gideyim çöle ben |
Anasız Ak Gömlek Giyemeden
Anasız ak gömlek giymeden ezel
Azade başıma hünkar idim ben
Yemekten içmekten münezzeh iken
Ol nurun içinde İrem var idim ben
Halk olmazdan evvel melek meleküt
Kimseler mevlaya kılmadan sücüt
Arşi kürsi dünya olmadan mevcut
Halk ile birlikte izhar idim ben
Der Said’im yine ben dertli oldum
Mekan mekan gezip cihana geldim
Kendimi aksayı takvimde buldum
Ahdi eman evinde var idim ben
Bağlarım Kaldı
Çıktım yükseğine seyran eyledim Sefayı sürdüğüm çağlarım kaldı Gece gündüz ah eyleyip ağladım İçi dal fidanlı bağlarım kaldı Felek bana verdin derdi mihneti Sardın ciğerime narı firkati Bana kalsa beklemezdim gurbeti Yas tutunan kara bağlarım kaldı | Said’im ömrümü geçirdim dağda Sen hiç bir güzelden buldun mu fayda ölsem gam yemezdim yalan dünyada Hançer vurup yüce dağlarım kaldı |
Ben Gibi (Aşk Yoluna)
Aşk yoluna cam feda kılanlar Siz de düştünüz mü zora ben gibi Bir Leyla misali Mecnun olanlar Yaktınız mı canı nara ben gibi Kara göz üstümde o keman kaşlar Kiprikler canıma tığ gibi işler Mahcemal üstüne dökülmüş saçlar Acep yanan yara var mı ben gibi Aradım derdimin yoktur emsali Aşıklar sabrile bulmuş kemali Bu aşkın yolunda Mansur misali Çekilen var mıdır dare ben gibi | Aşık maşukunun esrarın saklar Mecnun Leyla için sahrayı bekler Yar yolunda canın veren aşıklar Bulmamış derdine çare ben gibi Said’im düşmüşsün ah ile zare Açtın ciğerime binlerce yare Aradım derdime bulunmaz çare Sardı ciğerimi kara ben gibi |
Alan Yar (Akibet Mevtime)
Akibet mevtime sebep olursun Can alıcı kıya kıya bakan yar Azrail misali canlar alırsın Pençe vurup tatlı canı alan yar Siyah zülfün döküvermiş yüzüne Can dayanmaz edasına nazına İnanmayın güzellerin sözüne Sözü verip ikrarından çıkan yar Bir hoşça naz ile durdun karşımda Bir acayip sevda yaktın başımda Beni candan edersin genç yaşımda Ben ölürsem bir gün eyvah çeken yar | Sırma bölüğünü dökmüş beline Yiğit canın feda kılmış yoluna Ferhat gibi külünk almış eline Can evimi harab edip yıkan yar Said güzellere eyledin nazar Açıldı sinemde yaram sat hezar Cemalin cennette huriye benzer Ciğerciğim kebap edip yakan yar |
Binmiştir (Aygar Dağlarına)
Aygar dağlarına baktım bulandım Atın yönü dost iline dönmüştür Yedi iklim dört köşeyi dolandım Deli gönül aşk atına binmiştir Aklıma getirdin baharı yazı Ne yamam dert ile söylettin bizi Göl güvem derler bu delice özü Bu özlere nice güfel inmiştir | Hani yar seninle ahtımız vardı Güvemli özünde artırdım derdi Al yeşil korulu Leylamın yurdu Bu yurtlara nice güzel konmuştur Elimden aldırdım gül yüzlü yari Gün be gün artırdım ah ile zarı Boşla Aşık Said bu kisbikarı Bu sevdana nice yiğit yelmiştir |
Bir Rüzigar Esti Ömrüm Bağına
Bir rüzigar esti ömrüm bağına Soldurdu gonceyi dühanı kardeş Ecel avcısının düştüm avına Alır pençesine cihanı kardeş Ciğer yaralıdır siteme dayan Genç iken ömrüme çok oldu ziyan Yas tutmaya geldi etraftan duyan Saldın can evime figanı kardeş | Ağlar Hacı Mehmet artmakta zarım Kan dökülüp ağlar çeşmi giryanım Mahşere yaralı gitti Hacemim Arasan bulunmaz lokmanı kardeş Der Said’im sabretmeli mihnete Yaralıyım beni koyman zahmete Çektin göçün gidiyorsun ahrete Şimdi terkeyledin zindanı kardeş |
Bir Vakit Keyfini Yetiremedim 1
Bir vakit keyfini yetiremedim Beni candan usandırdın gayri Urdun gam yükünü götüremedim Kahpe felek omuzumdan in gayri Sitem taşlarına çaldın başımı Gece gündüz zar eyledin işimi Hiç bir vakit boşlamadın peşimi Dayanmıyor bu cefaya can gayri Kara giydim yasa tuttun anımı Iramadım bu sevdadan gönlümü Armağan verdim de tatlı aşkımı Bundan özge armağanım can gayri | Görünmez bülbüle goncanın harı Etrafına çekmiş hardan hisarı Kahi esrik gezdim kahi serseri Yazık Said deli olmuş den gayri Şahinimi yükseğinde beslerdin Kahi sitem kahi safa gösterdin Cennet bağı gülistanlık isterdin Şimdi gönül bir hayale yan gayri |
Bir Vakit Keyfini Yetiremedim 2
Bir zaman keyfini yetiremedim Beni candan usandırdın sen gayrı Vurdun gam yükünü götüremedim Kahbe felek omuzumdan in gayrı Vurdun gam yükünü götüremedim Dayanmıyo bu cefaya can gayrı Şahinimi yükseğinde besledim Bazen sitem bazen sefa gösterdim Cennet bağ gülistanlık isterdim Deli gönlüm boş hayale yel gayrı Sitem taşlarına vurdum başımı Gece gündüz zor eyliyon işimi Hiçbir zaman boşlamadın peşimi Kahbe felek omuzumdan in gayrı | Hiçbir vakit boşlamadın peşimi Dayanmıyo bu cefaya can gayrı Kara giydim yasa tuttum anımı Alamadım şu dünyadan gönlümü Armağan verdim de tatlı aşkımı Bundan sonra vereceğim can gayrı Görünmez bülbüle goncanın harı Çekmiş etrafına hardan hisarı Bazen deli gezdim bazen serseri Yazık said deli olmuş de(yi)n gayrı |
Cihan Senden Alamadım
Cihan senden alamadım ahdimi Sünbül iken şeyda vurdun bahtımı Bir hamlede çifte verdim mahdumu Bunda yoktur verem dedim ağladım Üftad oldum ahvalimden bilen yok Lütfeyleyip bir çareme bakan yok Ben ölürsem ocağımı yakan yok Sen karatma çıram dedim ağladım Cihan senden alamadım nefaset Rahat edemedim saat be saat Kesti yolumuzu zalim Karabet Nasıl bunda duram dedim ağladım | Rağbettedir varlık ne gelir azdan Türke minnet etme anlamaz sözden Alemin rabbisi ey gani yezden Yine sende kerem dedim ağladım Emrini beklerim her dem ya celil Evvelim ademdir milletim halil Kaldım şu yerlerde sefil ve zelil Kalır kaşı karam dedim ağladım Der Said’im ciğerciğim yaralı Gülmedim cihanda dünya duralı Felek dergahında yüzüm karalı Ya ben nasıl varam dedim ağladım |
Cümle Mahlukatı Yaradan
Cümle mahlukatı yaradan yezdan Yetmiş iki buçuk millet kulu var İsmin bilir misin ciharı yarın Ebubekir Ömer Osman Ali var Nereden akardır Kevserin başı Sağıken kabirde kim kıldı beşi Anadan doğmadan öldü bir kişi Hüsnü Yusuf gibi hup cemali var Bir şehre uğradım iki çark döner Birisi açılır birisi sınar Ziyasız şulesiz kandiller yanar Nazar kıldım iki tane yolu var | Kudretten verildi bizlere beyin Çoktandır çekeriz bu aşkın yayın Durmayıp anayı emer bir koyun Emer emer memeleri dolu var Der Said’im bir ummana dalanlar İlim deryasına gemi salanlar Bu sözlerimizden hıssa alanlar Bunu bilmeyenin ne kemali var |
Çalar (Çokça Sabriyledim)
Çokça sabriyledim tükenmez hicranım Gönül minnet pazarından gam çalar Yüklettim dert yükü çekmiyor kervan Dellal gibi nida eder ün çalar Davet olsam dost köyünde okunsam Yavru şahinimi kolda götürsem Köme kazıp yol üstüne otursam Beni görse çıkar yoldan yan çalar Ak göğsünün üstü kurulu yayla Seni seven yiğit çekmesin gayla Sanma ki güzelin cümlesi böyle Bakışı işmardır gözü ben çalar Mevlam aşka düşürmesin her kulun Gam hicran içinde süremez yolun Kuzusun bağrına basmış bir gelin Tan yüzüne makam ile nen çalar | Yavru bazım konmuş kolun üstüne Dökmüş saçlarını belin üstüne Köme kazdım yattım yoluh üstüne Güzel turnam hiyle sezmiş yan çalar Yürü güzel yürü yüze durucu Ciğerimde gizli aşkın kalıcı Azrail misali camlar alıcı Pençe vurup can evinden can çalar Salınıp sevdiğim karşımdan geçer Bana nisbet için göğsünü açar Fitil yetmez yaralarım kan saçar Tabib gelmiş üzerine em çalar Said der ki ben de hicrana erdim Bir değil beş değil çok benim derdim Giyinip kuşandı sevdiğim yarim Benim yarim can evimden can çalar |
Çebi Dağı Naz Eyleme
Çebi dağı naz eyleme karşımda Yüce dağ başında dur seher yeli Bir ceylan misali gözleri ela Nazlı yara selam ver seher yeli Seher yeli her yellerin başısın Uğrun uğrun yâre selam taşırsın Aç beyaz gerdanı benler üşüsün Gerdanda benleri say seher yeli Sen seher yelisin sehere yakın Gül yaprağı gibi yarıma dokun Yarım uykudaysa uyartma sakın Bir hoşça naz ile gör seher yeli | Benim yarım görüp sen de yaşarsın O ulu dağlardan nasıl aşarsın Sen de benim gibi aşka düşersin Selamını yâre ver seher yeli Der Said’im seher yeli karşımda Bir acayip sevda vardır başımda Arzuman’ım kaldı onun kaşında Benim nazlı yarı gör seher yeli |
Çıkayıdım Dinekdağı Başına
Çıkaydım ben Dinekdağı başına Gönül meram eder görem yavruyu Hüsnünü benzettim cennet bağına Gonca gül misali derem yavruyu İstanbul postası gelir Maden’den Nameni yazdıram gelip gidenden Ben yeni ayrıldım boyu fidandan Hasretliğim vardır saram yavruyu | Sökün kuşu mesken avlar çağında Yavru şahin şikar alır avında Bir hasretim kaldı Köprüköyü’nde İnkisarım vardır saram yavruyu Der Said’im ırmak coşkun akmasın O da benim gibi hasret çekmesin Mısır haznesine değer bakmasın Cevahir dengine saram yavruyu |
Çoktur Bu Dünyanın (Ara Bul)
Çoktur bu dünyanın gamı mihneti Kendine faydalı yarı ara bul Fikreyleyip düşünürsen ahreti Rahat edecek bir yeri ara bul Tahtı saltanatı kendiyin sanma Beyhude güvenip odlara yanma Bu dünyanın genliğine inanma Varacağın menzil dardır ara bul Fanidir bu dünya alaman murat Beyhude bu kadar eyleme feryat Kalma bülbül gibi sen güle hasret Kendine adavet harı ara bul Acaba vesikan varmola elde Yok ise çok zahmet çekersin yolda Türlü rahiya var kırmızı gülde Akan ol mübarek teri ara bul | Yoktan var eyleyip yarattı seni Sana emanettir verdi bu canı Yaratmazdı Mevla ins ile cinni Şefaat kardır ol nuru ara bul Nazar kılıp dört köşeyi gördürür Diler ise muradına erdirir Direksizdir göğü nice durdurur Terk eyle ağyari yari ara bul Der Said’im sapma doğru yolundan Hayır şer gelirken senin elinden Zikri tevhidi hiç koyma dilinden Bifevtin lamekan varı ara bul |
Derman Götür (Seher Yeli)
Ellerine elvan kınalar yakmış Kudret sürmesini gözüne çekmiş Zannettim cennetten bir huri çıkmış Gözleri dünyanın varı dediler Diller aciz kalır vasfını diye Şöhreti yayılmış gedaya baya Mah. cemali benzer ol doğan aya Şevk verir aleme nuru dediler Bir nevreste fidan bulmuş kemali Doğan aya doğma diyor cemali Gezdim dört köşeyi yoktur emsali Gılaman mı bu yok huri dediler | Sanırsın gözleri bir yavru ceylan Şaşar hayran kalır bu kızı gören Sordum dediler ki bir başı viran Bazı bazı düşer zara dediler Der Said’im çıkmış her yeri gezer Nerde güzel görse methini yazar Kırşehir bağında salınıp gezer Sordum bir yiğidin yâri dediler |
Dediler (Ellerine Elvan)
Seher yeli benden sana emanet Benden nazlı yâre bir selam götür Eğer hasta ise ol servi kamet Saçın teli yara bir derman götür Benim nasıl halim var yara söyle Hasret kıyamete kalır mı böyle Çeşmim yaşlarına saçını bele Gözüm yaşım yara armağan götür | Eğer benim yarım gaflette ise Dil alır dil verir sohbette ise Bir kaç mahbup ile hicrette ise Benden bir selamı tiz revan götür Der Said’im kan ağlıyır bu canım Yaralıyım kanlar döker bedenim Yola bakar ağlar boyu fidanım Benden bergüzer bir de reyhan götür |
Dumanlıdır (Bu Gün Bir Güzele)
Bu gün bir güzele eyledim nazar Yürür eda ile çok elvanlıdır Dedim güzel acep kimin yarısın Dedi bana var git ser dumanlıdır Bir ebrişim poşu vardı başında Kudret kalemi var iki kaşında Yeni değmiş onüç on dört yaşında Bir nevreste fidan delikanlıdır Bir siyah perçemli usuldür boyu Kul etmiş kendine yoksulu beyi Yürür eda ile bir kabadayı Sandım ki bu güzel bir pehlivandır | Şevkile bürümüş ırmak salının Görenler terk eder dünya malının Siyah perçem kara gözlü bir gelin Yoktur Çin ilinde Gürcistanlıdır Sanma ki baharda açılmış lale Cemalin görünce yanarım hale Salınır naz ile yürür sahile Bu güzelin zaten adı şanlıdır Dedim güzel anlın niçin karalı Dedi ne söyliyeyim yürek yaralı Dedim güzel senin aslın nereli Dedi Sait aslım Hicibabanlıdır |
Dünya Boş İmiş (Feryat Edip)
Feryat edip hiç bir dala konmadan Gönül havadaki dönen kuş imiş Gam ile mihneti mesken edindim Bir bakarsan yalan dünya boş imiş Seher vakti bülbüllerim ötmedi Çok rica eyledim sözüm tutmadı Bir vakit hoş günüm devran etmedi Kahpe felek kara bağrım taş imiş Allı turnam ayrılmazdı katerden Bahanam yok ayrılamam kaderden Dünyaya bakmadım gamü kederden Benim başım ne belalı baş imiş | Seher vakti bülbül başlar figana Hele bir nazar kıl fani cihana Nice canlar geldi geçti bu hana Güvenmeyin dostlar dünya düş imiş Said’im çekiyor gam ile keder Hakka Aşık olan dünyayı nider Misafirhanedir gelenler gider Yeni bildim yalan dünya boş imiş |
Demiş (Yara Haber Saldım)
Yâre haber saldım gidi yom diye Giderse karayı bağlarım demiş Gelsin nazar etsin gözüm yaşına Bahar suyu gibi çağlarım demiş İşte suna boylum Allah’tan sağlık Elbet verir Mevla’m bize de beylik Dostumdan istedim bir ala yağlık Bakar’da gönlümü eylerim demiş | Yeter Said yeter söyleme galan Komadın aklımı eyledin talan Şu fani dünya da yalanmış yalan Toklumen Köyüne bağlanma demiş |
Evladım Ailem Usandı Benden
Evladım ailem usandı benden Aktı çeşmim yaşı kana boyandı Artık bu cefalar cana dayandı İstersen al götür beni kurbana Bu dert bana yadigardır pederden Günüm geçmez oldu gamdan kederden Gözüm yaşı işler oldu mermerden Bir vakit çıkmadım ben de seyrana Tabipler derdime bulamaz derman Kader böyle imiş göğsümde yorgan Çıkarsam dışarı keseyim kurban Kahpe felek attın beni figana | Bir gün gelir ulu divan kurulur Bin bir ayak bir ayağa derilir Evvel emir erin hakkı sorulur Etme yârim sen de bunu bahana İşimi sorarsan emlak memuru Konak Kırşehir’dir vatan Kayseri Bundan sonra Terk eyledim bu canı Said dayanmaz acı figana |
El Kızılırmak (Şu Yalan Dünyaya)
Şu yalan dünyaya geldim geleli Ömrüm dert gölünde sal Kızılırmak Gamdan kurtulamam kendim bileli Sen de benim gibi kal Kızılırmak Kızılırmak coşar coşar çağlarsın Aylar geçmez bağırcığım dağlarsın Ah vah alma bir gün yanar ağlarsın Kayığıma yol ver al Kızılırmak Nereden gelirsin Hint’den Yemen’den Korkum geçmez senin gibi zalimden Aldın sahanımı alın elimden Bundan kelli olmaz ol Kızılırmak | Köpürür taşarsın benzersin kana Kıvrılı çevrili giden bir yana Tabiatın senin kıyarsın cana Ne kötü huyun var sel Kızılırmak Engin öter şu Irmağın kuşları Yanar durur ciğerimin başlar Önüne yığılsa köyün taşları Ahdim gitmez sen del (i) Kızılırmak Der Said çok coşma burulun bir gün Akıbet ah çeken yorulun bir gün Bağlarlar bendini durulun bir gün Yeter kuruyası el Kızılırmak |
Ey Aziz Dostlarım
Ey aziz dostlarım yoruldum gayri Dem sürmedim yaran ile eş ile Ben kahpe feleğe darıldım gayri Geçti ömrüm bora ile kış ile Bu dünyanın sefasını sürmedim Geçti ömrüm muradıma ermedim Ben feleğin iyi günün görmedim Gezdirmedi bir selamet baş ile Çok sitem çektim bu aşkın elinden Söylenir namımız halkın dilinde Ün eylerdim yüce dağlar salında Gözü kara bir balaban kuş ile | Yavru şahin enginlerde kışlamaz Galip geldi felek peşim boşlamaz Gönül kalesine gülle işlemez Bir muhannet vurur yıkar taş ile Sen artırdın efkarımı gamımı Sürdürmedin devranımı demimi Elem deryasına saldın gemimi Geçti ömrüm dalga ile coş ile Tabipler derdimi deftere yazar Açıldı göksümde yarem pek azar Said şu aleme eyle bir nazar Gören var mı cehennemi düş ile |
Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber
Ela gözlerini sevdiğim dilber Kokunu benzettim güller içinde Kurumuş bellerin hilale dönmüş Serviye benzettim dallar içinde Gözlerini süzüp kaşların çatma Divane aklımı perişan etme Güzel keklik gibi er kalkıp ötme Takla vurup gezme dallar içinde | Pek çekme düzenme aşıklar yanar Çok uzun avlanma düşmanlar duyar İlde çapkın çoktur al ile avlar Çırpınıp çok yüzme göller içinde Aşık Said der ki deryaya dalma Yanağım tasfiri kırmızı elma Eda ile suna boylum sallanma Belki destan olur diller içinde |
Etem Paşam Der Ki Ben Bir Vezirim
Etem paşam der ki ben bir vezirim Reşat paşam der ki ben de hazırım Yunan askeri der ben de esirim Hücum evlatlarım der Etem Paşam Dömeke yanına çadır kuruldu Su içmeyin diye tenbih verildi Reşat Paşam bu arada vuruldu Vurun evlatlarım der Etem Paşam | Bir hücumda sınırları devirdik Düşmanın üstüne ateş çevirdik Saat yedi Tevfik gölünü geçtik Haydi evlatlarım der Etem Paşam Paşam der ki Said görem ben seni Askerim kasaptır keser düşmanı Su yerine içer Yunan kanını Hücum evlatlarım der Etem Paşam |
Emine (Tor Şahin Misali)
Tor şahin misali eydirip bakma Artar bülbül gibi zarı gözlerin Cemalin şevkine cihanı yakma Yaktı bu cihanı nara gözlerin Kaşların katlime ferman yazdırır Aşıkları diyar diyar gezdirir Lokman hekim gelse yaram azdırır Nedir bu derdime çare gözlerin Dökülmüş ruyüne tel gibi saçlar Kiprikler sineme tel gibi işler Mah cemal üstünde ol keman kaşlar Yakıyor canımı kara gözlerin | Cemalin görenler hep mecnun gider Seni seven yiğit dünyayı nider Azrail misali han harap eder Kasdeyler canıma kara gözlerin Pek densiz sallanma sen de bulursun Dünya baki değil sen de ölürsün Etme bu cefayı kanlım olursun Deli etti beni kara gözlerin Said’im düşmüşsün ah ile zare Beni mecnun eden bir gözü kare Aradım derdime bulunmaz çare Anca bu derdime çare gözlerin |
Ey İnsan (Niçin Şad Olursun)
Niçin şad olursun ölüm var iken Sarmış vücudunu cürm ile isyan Sad hezaran ömrüm olsa divane Bilmez misin sonu gelir ey insan Ecel gelir seni salmaz işine Can alıcı melek düşer peşine Kavim kardeş cem olurlar başına Okurlar üstünde bir hazin kur’an Baş yastıkta döner sol ile sağa Elinde buzlu su getirir sana Eğer bir katresin verirse bana İster imanımı ol kafir şeytan Kimse bilmez bu hastanın halinden Şeytan şaşırtmasın doğru yolundan Ehli iman olanları elinden Şerrinden kurtarsın Cenabi yezdan Eğilip Azrail alınca canım Sökülür yerinden cismü bedenim Ağlar baş ucumda boyu fidanım Döker gözlerinden lale rengi kan | Kimisi babam der kimisi kardeş Kimi ciğerim der kimisi sırdaş Döker gözlerinden yağmur gibi yaş Olur evin içi dop dolu figan Çatarlar seni de cismin soyarlar Gelince hocalar seni yuyarlar Götürüp kabrine seni koyarlar Dağılır başından ahbabı yaran Orada çekersin bin türlü zarı Müddetin bilen yok mevladan gayri Emreder israfil üfürür suri Dağılır aleme ruh ile revan Kötü amel hiç hayratmez ıssına Kişi bakmaz ana kardeş dostuna Verilince beratları destine Geçerler sıratı ol ehli iman Ehli iman olan yel gibi aşar Münafık olanlar sıyrılıp düşer Yakınca cehennem ciğeri pişer Ne kadar çagırsan vermezler aman |
Felek Gurbet Elde Alma Canımı
Felek gurbet elde alma canımı Sılada yavrular perişan olur Yıkıp viran etme fakir haneyi Düşmanlar duyarsa şadıman olur Seksen bin evliya yüzbin erenler Mecnun sanır bizi burda görenler Sağ olupta sılasına varanlar Gülüşür bir zaman şadıman olur | Gam geldi gam üzerine dokundu Bir selam gelmedi yollara bakındı Ellerin mektubu geldi okundu Korkarım bizlere çok ziyan olur Kahpe felek isyanımız ne idi Bülbülün meskeni bahçe bağ idi Gurbet ilde eğlemeyin Said’i Koyverseniz bizi çok ihsan olur |
Gayri (Ben Giderim)
Ben giderim emanetin Allaha Suna boylum o yerlerde kal gayri Başım alıp şu yerlerden gidersem Ahu gözlüm sen kadrimi bil gayri Benim arzettiğim kaşı kemandır Aşk elinden garip halim yamandır Gidiyorum geleceğim gümandır Helallaşak kara gözlüm gel gayri Yürek yaralıdır gönül coşkundur Muhabbetnamesi yare düşkündür Yardan ayrılalı oldu beş gündür Durmaz akar gözlerimden sel gayri | Gidiyorum beni yoldan eyleme Siyah zülfün mah yüzüne telleme Gidiyorum gurbete gelir belleme Ölenecek ceddimize zül gayri Der Said’im şu yerlerde duramam Lokman gibi her yarayı saramam Nazlım senin gül yüzünü göremem Ayrılıyor dost ilinden yol gayri |
Getirdin Başıma Türlü Cefayı
Getirdin başıma türlü cefayı Derdim gönül sana dur demedim mi Geçti ömrüm sürdürmedin sefayı Çektiğim ah ile zar demedim mi Halikın var yok müdara kul için Yanma aşkın ateşine el için Girme rakip bahçesine gül için Goncanın etrafı har demedim mi Taktiri hüdaya olman mı kail Beyhude ömrünü eyleme zail Vurur bir gün pençesini Azrail Can aziz vermesi zor demedim mi | Hak yolu doğrudur eğiri gitme Azabı cehennem narın unutma Dünya geniş diye uzanıp yatma Konacağın menzil dar demedim mi Nazar kılmaz mısın fani cihana Vurdurma ömrünü badı hazana Sad hezaran ömrün olsa divane Yutar bir gün seni yer demedim mi Said’im Mevla’ya çağır elaman Kesret günahımdan halim pek yaman Bin ayak bir yerde durduğu zaman Meydanı Arasat var demedim mi |
Gezer İkisi (Bir Çift Güzel)
Bir çift güzel gördüm sarpa çekilmiş Salını salını gezer ikisi Siyah perçem mah cemale dökülmüş İnciyi mercana düzer ikisi Birini benzettim yavru şahine Birini benzettim torca doğana Zann’eyledim bir nur doğmuş cihana Baktıkça bağrımı ezer ikisi | Birini benzettim selvi dalına Birini benzettim cennet gülüne Arzuhal kalemi almış eline Hünkâra arzuhal yazar ikisi Der Said’im güzel çoktur illerde Kanadım kırıldı kaldım çöllerde Güfel ördek gibi ıssız göllerde Çırpını çırpını yüzer ikisi |
Gözlerin (Kızarmış Yüzlerin)
Tamakardır dünya malına insa Ecel şerbetinden kansa gerekir Terki dünya edip umudun kesen Kurtulup günahtan yunsa gerekir Namaz kılıp seccadede oturan Hakka kulluk edip borcun yetiren Günde beş vakitta tevfik getiren O kula cennetlik dense gerekir Hakkın sevgilisi hazreti Ömer Gece gündüz makamına nur damlar Dördüncü katta da İsa peygamber Şamda minareye inse gerekir | Cennet yedi idi olunca sekiz Havuzda çağladı kevseri leziz Cennetlik olana bir kızıl öküz Eti püryan olup yense gerekir Said’im kitaptan ders aldı Musa Terketmiş dünyayı düşmüş bir yasa Bir vakit namazı terketse kimse Bin yıl cehennemde yansa gerekir |
Mahluku Yezdan'ı değer gözlerin
Kızarmış yüzlerin kudret elması Macunu Lokmanı değer gözlerin Kaşlar cellat lebler hayat çeşmesi Tahtı Süleyman’ı değer gözlerin Tarsus’u Trablus’u Girit Habeşi İzmir’e Aydına saldın ateşi Rumeli Selanik bir de Maraş’ı Karsı Karamanı değer gözlerin Gerdan bal ırmağı gamzen Neriman Verdin velveleye cihanı canan Toros senin için çekiyor hicran Ol semti Kozanı değer gözlerin Sivas’ı Samsunu bir de Manisa Akşehir Merzifon hem Kırkilisa Geç Halep Antep’ten diyarı Rus’a Yunan ülkesini değer gözlerin Avrupa İngiliz Sırp Karadağ’ı Almanya Bulgar ve Japon toprağı Fas şahı İtalya Mersin sancağı Nice bin hakanı değer gözlerin Çorum Kırım Yozgat Tokatla Zile Mısır İstanbul’u alalım ele Şam ve Yemen Bağdat Basra’da bile Bir de Isfıhanı değer gözlerin | O kalem kaşların yeni doğmuş ay Sinem nişan almış kurulmuş bir yay Beni mest eyledi bir bakışta vay Ahuyu zibayı değer gözlerin Sevda dikenidir kirpiğin cana Battı içerime beledi kana Mahmurlanmış baygın baktıkça bana Bütün Gürcistan’ı değer gözlerin Ruha gıda verir buyu perçemin Dertlere dermandır ol gonca femin Bir nuru hudadir nüsnü zarifin Bir dahi Fizan’ı değer gözlerin Simi muhabbetten ismin aşikar Cemali pakine Yusuf perdekar Dünya ve ahiret onda her şey var Mahluku Yezdan’ı değer gözlerin Said çok zamandır aşkına ağlar Eridi kalmadı yürekte yağlar Dilin dertli dile türlü em bağlar Çar köşe cihanı değer gözlerin |
Gülemem (Kınaman Ağalar) h2>
Kınaman ağalar ahü zarım var Her dem ağlar oldum bir dem gülemem Felek hançerini vurdu sineme Nedir bu derdime çare bilemem Hani benim dal fidanlı bağlarım Melül kaldı safa ile çağlarım Diyarı gurbette kaldım ağlarım Kolum kalkmaz kanlı yaşım silemem Diyarı gurbette çekerim zulüm Yaktın ateşine ey kanlı zalim Mevla genç yaşımda verirse ölüm Hasretim var muradımı alamam | Nice ah etmeyin otlar yazılar Yaram azgın ciğerimde sızılar Diyarı gurbette kaldım gaziler Çok çekerim bu yareyi ölemem Der Said’im aşk elinde viranım Açılmadı gurbet elde seranım Helallaşın eşim dostum yaranım Gidiyorum gurbet ele gelemem |
Gülmedim dünyaya geldim geleli h2>
Gülmedim dünyaya geldim geleli Akıttın gözümün yaşını felek Evvelden onmayan şimdi onar mı Attın tünden tüne aşımı felek Yüklettim barhanı göçerim diye Kol kanat bağladın uçarım diye Şu yalan dünyadan göçerim diye Kırdın kanadımı kolumu felek Gözümden akıttın demü zarımı Felek yaman aldın kolay yanımı Vadem yetti ise gel al canımı Sana minnet etmem bir canı felek | Şu yalan dünyada yolumuz büke Çevirdim yönümü yalvardım Hak’ka Giydirdin gömleği istemez yaka Yolumu yolsuza düşürdün felek Der Aşık Said’im okuyan yazar Yazdığım yazıyı yaradan bozar Ellerin sevdiği salınıp gezer Hemen bana mıdır bu zulmün felek |
Göründü Gözüme h2>
Çıktım yükseğine seyran eyledim Engininde yar göründü gözüme Yar gelir mi diye ardıma baktım Perde tutmuş çar göründü gözüme Divane gönlümü ettin zay gibi Kirpik kalem olmuş kaşlar yay gibi Doğdu çıktı mahi nisan ay gibi Ehli hikmet nur göründü gözüme | Burma ziliflerin telden seçilmez Tarak vursam zilfin teli açılmaz Dünya güzel olsa senden geçilmez Şu alemde bir göründün gözüme Said intizarın yerde mi kalır Zamane dilberi halden mi bilir Bu gönül yerine gitse ne olur Gidemedim ar göründü gözüme |
Hasta Düştüm Buralardır Mekanım h2>
Hasta düştüm buralardır mekanım Mukadder böyleymiş mukadder medet Tuz ekmek hakkını helal etmeğe Gönül arzu eder eş dostu medet Geçen günüm devran ile dem bilir Muhannette iyi desem kem bilir Yaramın emini yaradan bilir Azgın yaralarım sızılar medet Kırıldı seyyatım (?) virandır bağlar Didemden akan kan sel gibi çağlar Anadan ayrılmış bir yavrum ağlar Koygun köşek gibi bozular medet | Mecalim yok şu dağlara çıkamam Çıkıp çıkıp yar yoluna bakamam Anasız yavrumun kahrın çekemem Nedir bu çektiğim sitemler medet Anasız yavruyu yatıramadım Yatırıp hizmetin yetiremedim Nen söyledim nene getiremedim Her dem kuzu gibi meleşir medet Der Said’im hırka giyer merdim var Ciğerime al ışıyor derdim var Bilemezsin şu alemin kurdu var Hani büyüttüğüm kuzular medet |
Hastasıyım (Bir Acayip Sevda) h2>
Bir acayip sevda vardır başımda Mah. cemal üstünde tel hastasıyım Dert tüccarı oldum küçük yaşımda Yorulmadı gönlüm yol hastasıyım Benim bu derdime dayanmaz yürek Gizli sırlarıma bir müşrik gerek Aradım Leylamı Mevla diyerek Sefil Mecnun gibi çöl hastasıyım Benim dertlerime dayanmaz özüm Yârin siteminden kan ağlar gözüm Benim bu feleğe geçmiyor sözüm Ay değil gün değil yıl hastasıyım | Ne acayip yandı Şirin’e Ferhat Külünge attı seri eyledi berbat Şeyda bülbül gibi eyledim feryat Açılmaz goncalar gül hastasıyım Rahmeyle halime kaşı kemanım Merhamet kapısın kapatma canım İsmin dört harf ile yad olur benim Sin ile ayın ya dal hastasıyım |
Hay Çalıpta Gülme Ey Gafil h2>
Hay çalıpta gülme ey gafil insan Bu dünya fanidir murat olaman Durmayıp daima işlersin isyan Farz olmuş beş vakit namaz kılaman Kimse bilmez ciğerdeki yaramı Deryalardan çoktur hakkın kelamı Korkmazsın hüdadan yersin haramı Çok sitem çekersin doğru ölmen Çıkıp nur tahtına hak kendi gazi Desti kudretinde mizan terazi Meydanı mahşerde tartarlar bizi Mağfiret olmazsa halas bulamam Çok ise isyanın Mevla’ya yalvar Şefaat kanidir cihanı server Halk ve alem gider bir uzun yol var Götür azık yol uzaktır gelemem | Kurulur mahşerde bir azim seyran Yanıp ciğerimiz olacak püryan Göz göre dikilip anadan üryan Sağında solunda kimdir bilemem Hasta olup baş yastığa düşünce Evlat kardeş baş ucuna gelince Ezrail canına pençe salınca Titrer azaların derman bulamam Bal ile beslersin tatlı canları Yakan cehennemde nazik tenleri Emreder yaradan sürün bunları Korkuyorum Said sen kurtulaman |
Her Daim Her Daim (Ahiret) h2>
Her daim her daim korkup kaçarke Gel kulum namazın kıl diyecekler Devredip alemi durmaz gezerken Gel kulum canını ver diyecekler Azrail eline düşerse canın Arşı asumana çıkar figanın Dünyada kazandın kıymetli malın Gel kulum hesabın gör diyecekler Mevt iline gitmiş ahvayı bazlar Kabirde kar etmez vefasız sözler Sahip olup hakka sadık olanlar Bu kulun ruhuna yan diyecekler Kabirden gelmekte mahşerin yolu Seksen bin senedir hakkın divanı Allah’ım evvelden halkettin anı Narımla yeter mi geç diyecekler | Birikmiş mahşere binlerce alem Der nefsim nefestir hazreti adem Bir ümidim sende hey gani yezdan Habibin yarını sal diyecekler Musalladan verir zatına selam Vefasız dünyada eyleme kelam Mevla’m ayırmasın imanla Kur’an Kabirde yoldaşın bul diyecekler Kabir dedikleri karanlık gece Sağ yanında talkın veriyor hoca Sorgucu melekler gelirse yanca Rabbini nebini bil diyecekler Said’im erişmiş ahzı tahsile Karşında görünür Firdevs’i ala Ahzı tahsil için kaderim böyle Narın cemalini gör diyecekler |
Hey Ağalar Güzel Gördüm
h2>
Hey ağalar güzel gördüm bu sene Yeşile karışmış alı gelinin Gelmemiş cihana böyle bir güzel Boyu usul ince beli gelinin Açmış beyaz göksü bir metin kale Bu güzellik nasip olmaz her kula Sabahın seherinde öten bülbüle Burca burca kokar gülü gelinin | Laleli çar gülgülü fes başında Beden ben türemiş beyaz döşünde Altın küpe ışılaşır küsünde Boynunda mücevhar dolu gelinin Said’im der ki bir ikrara durur Gözler mestanedir kirpikler uyur Kafi üstün oku mimi raya vur Belki hile sezer eli gelinin |
Hoca Sükut Edince h2>
Direksiz kubbeyi denke vuranı Yeri göğü çekip tartanı söyle Gel haber ver gök yüzüne ereni Dünyanın ucuna yeteni söyle | Bu dünyayı çark dönerken görmüşler Kafdağı’na kaç bin çivi vurmuşlar Dünya kilidini kime vermişler Rüzgarı elinde tutanı söyle Said dünya nasıl idi binada Arif isen kıssa çoktur manada İki nefes alır verir senede Alevi ağzından tüteni söyle |
Kara Gözlüm (Çıktım Yükseğine) h2>
Çıktım yükseğine seyran eğledim Yavru şahin gibi baz kara gözlüm Dilin kalem olmuş lebin mürekkeb Çek beyaz üstüne yaz kara gözlüm Uzaktır yolların emindim geldim Tatlıdır dillerin eğlendim kaldım Elveda sevdiğim işte ben öldüm Mezarım avluna kaz kara gözlüm Huri kıyafetli lebinde ballar Yel eser yüzünde titreşir teller Sandım ki bahçemde öten bülbüller Durdukça dünyalar dur kara gözlüm | Nedir bu sendeki edalar nazlar Çok olur güzelde noktalı sözler Bal dudak üstünde gül gibi yüzler Sineni sineme bas kara gözlüm Sev güzeli eğer soyu var ise Çok meyil ver hakikatli yar ise Eğer aşıkına ihsan bu ise Vallah billah bu kez az kara gözlüm Der Said’im sever misin ırağı Pulat mıdır o yavrunun uğrağı Doksan dokuz bu fakirin çırağı Bir de sen desinler yüz kara gözlüm |
Kahpe Felek Böyle Eden Dostuna h2>
Kahpe felek böyle eden dostuna Her daim aksine devran eyledin Ecel şimşirini alıp destine Çaldın ciyerimi al kan eyledin Tığ imiş müjganm sineme vurdun Azdırdın yaramı ağılar sardın Ne sefa sürdün ne devran verdin Çektirdin sitemi seyran eyledin Batnı Ceyhun gibi coşup çağlarsın Varip fena nama meyil bağlarsın Her daim aksine devran eylersin Kahi mahzun kahi handan eyledin | Olur olmaz ele işi uydurdun Bir kış verdin menekşeyi buydurdun Soğana katbekat kisbet giydirdin Uyuz tilkileri aslan eyledin Gezersin alemi yülüktür atın Yar olman kimseye bilirsin zatın Acımaz Said’e yok merhametin Yıktın gönül şehrin viran eyledin |
Karakurt Hamamı (Güzel İçin) h2>
Güzel için sen de çeken mi elem Ta evvelden burda durdun mu hamam Her gelen yar verir sana bir selam Sen de selamını aldın mı hamam Havuzun taşmıştır dolmuş turnalar Soğuk sularını içip kanalar Sana yıkanmaya gelen sunalar Neredir vatanı sordun mu hamam Yaz gelince birikirler başına Güzeller hep çevre döner peşine Yamaç yamaç otururlar taşına Bakıp sefasını sürdün mü hamamı Güzeller üstünde hiç gitmez udun Duyulmuş aleme şan verir adın Ak beyaz gerdanlı çok güzel yudun Sen de muradına erdin mi hamam | Şan vermiş aleme Karakurt derler Kasım ayında dağılır eller Kız tomurcuk gelin açılmış güller Birisinden sen de derdin mi hamam Sana gelenler yok demezler vara Püskürme benleri hep sıra sıra Beyaz bedenleri koymazlar yere Çarşafı altına serdin mi hamam Der Said’im sakın sevinme aman Bu aşkın elinden halin pek yaman Gözleri sürmeli kaşları keman Sen de hiç farkına vardın mı hamam |
Kelli (Neyleyim Dünyada) h2>
Neyleyim dünyada şanı zineti Akıbeti ölüm olduktan kelli İsterse bahçemde bülbüller ötsün Benim gonca gülüm solduktan kelli Yıkıl yalan dünya yıkılsın yalan Aldatıp sevdiğim elimden alan Hinde sultan etsen istemem kalan Gül yüzlümü eller aldıktan kelli | Benim olsa ben de hasret çekmezdim Aşk oduna tatlı canım yakmazdım Beri benzer olsan dönüp bakmazdım Dost ağlayıp düşman güldükten kelli Said’im söylüyor sözün doğrusun Takıyor başına çelen eğrisin Gözleri sürmeli ceylan yavrusun Ben ölüp ellere kaldıktan kelli |
İmiş (Er Sabah Er Sabah) h2>
Er sabah er sabah esiyor rüzgar Sordum cananımın ilinden imiş Bir ahı zar ile geldi bir selam O da nazlı yârin elinden imiş Sensin kara gözlüm aklım yitiren Şu kader yaşında derdim artıran Aşıktan maşuka selam götüren Eser badi sabah yelinden imiş | Felek bir ok attı yaktı kalemi Soran yoktur efkarımı halimi Akıbeti koç yiğidin ölümü Bir kara gözlünün elinden imiş Yarımın hayali gözümde perde Beni genç yaşımda uğrattın derde Sorsalar Said’e vatanın nerde Akar Kızılırmak salında imiş |
İhtiyar Mı Belledin h2>
Allı gelin pullu gelin ak gelin Ellerine al kınalar yak gelin Bir nazarda ihtiyar mı belledin Bineyim de binidime bak gelin | Gelin senin gönlünü yetiremezsem Yönünü yönüme getiremezsem Bir solukta işin bitiremezsem Sen de benim hatırımı yık gelin |
İstanbul'da Bindik Derya Yüzüne h2>
İstanbul’da bindik derya yüzüne Hasret ile figan indi gözüme Dinleyin kardeşler bakın sözüme Aman kaptan gidi yok mu Yemen’e Yemen’den karalı haber geliyor Nice yiğitlerde hasret ölüyor Şen İstanbul gerilerde kalıyor Aman kaptan iyi bakın dümene | Deniz üstü kara duman bürüdü Nice yiğit ölümlere süründü Kırk yedi gün Yemen çölü göründü Arkadaşlar işte geldik Yemen’e Durmadan söylüyor Said’in dili Bahçeler açtı mı kırmızı gülü Neye mahzur derler Yemen’in çölü Kendin ağlan kendin gülen kime ne |
Geze Geze Gurbet İli (Beni) h2>
Geze geze gurbet ili yoruldum Yoruldum da kahpe felek şad oldu Anadan babadan yardan ayrıldım Yine gurbet ile attı yol beni Arzularım vardır bir tosun atta Yoruldu bu gönül gamı fırkatta Düğünde bayramda ağır zinette Anar mola emmim dayım el beni Getir benim kaftanımı postu mu Ben ölünce yârim örtsün üstü mü Ben sılada ağlar koydum dostu mu Geri dönsem kınar mola el beni | Elemim var efkârım var gamım var El sanır ki devranım var demim var Yedi derya arasında gemim var Atar mola bir kenara sel beni Der Said’im eremedim murada Durmayıp sızılar merhem yarada Garip bülbül gibi insem feryada Eyler mola acep gonca gül beni |
Felek Yıktı Sarayımı Tahtımı
Felek yıktı sarayımı tahtım Sünbül iken Şeyda kurdum bahtımı Ahrete gönderdim çifte mahdumu Duman serden ayrılınca gözlerim Çekip onlar musallaya konunca Kim ah eder kim vah eder duyunca Er kişinin niyetine deyince Salatına durulunca gözlerim Ben agyarsız fena düştüm tabıra Kalmadı mecalim asla sabıra Üç beş ahbab indirimce kabire Taşlar ile örülünce gözlerim | Elleyli ahirim velleyli rucum O zaman yetmedi bir pula gücüm Cehennem haykırıp deyince hücum Zebaniler sarılınca gözlerim Der Said’im yardım edin düşküne Ver salavat ol habibin aşkına Cehennem narından cennet köşküne Çıkıp tahta kurulunca beklerim |
Zora Çevrilir (Hakkın İrşadıyla)
Hakkın irşadıyla aşık olanlar Kalpte nokta ile tura çevrilir Konuşman dünyada hükümet ile Sohbetin arkası zora çevrilir Şu yalan dünyada gittikçe azdı Her kadın kendine bir yaran düzdü Züğürtler zenginden azman mı sezdi Şimdiki avratlar vara çevrilir | Yahudi Ermeni putperest oldu Şu hain gidiler nara çevrilir Hakkına razı bir insan kalmadı Sultan Süleyman’dır kare çevrilir İşlerimi her gün eylersin kayıt Yarab cennetinden eyleme bait Eğer maksuduna ermezse Said Ol vakit işimiz dara çevrilir |
Zilfi Ve Nuri'nin Ağıdı h2>
Bağlar ıssız kaldı bülbül ötmeye Evler viran kaldı figan etmeye Irmak azık aldı üç gün yetmeye Zilfi’yi sorguna çal Kızılırmak Kızılırmak ne belalı başın var Hakka yaramadık senin işin var Nuri yavrucuğum üç kardeşi var Al gitme Nuri’mi dur Kızılırmak Ala ördek olsam uçmam kıyından Zaten hoşlanmazdım senin huyundan Abı zemzem olsa içmem suyundan Suyunu böğrüne çal Kızılırmak Kanlı Kızılırmak pek zalim akar Ayrılık ateşi ciğerim yakar Gözleyin Nuri’mi nereden çıkar Nuri’mi kenara çal Kızılırmak Kızılırmak hep etrafın dağ mıdır Dört tarafın lale sümbül bağ mıdır Haber ver nerede Nuri’m sağ mıdır Ciğerin acısı zor Kızılırmak | Engin uçar Kızılırmak kuşları Akar durmaz gözümüzün yaşları Nettin adadaki kanlı leşleri Hasret kefenine sar Kızılırmak Devrildi şu sandal deryaya daldı Gelin kız kalmadı yüzüne yağdı Zilfi kız boğuldu ciğeri yandı Zilfi’yi geriye ver Kızılırmak Nuri’min sinesi bülbülün yurdu Zilfi’min feryadı sinemi deldi İki yiğidimi elimden aldı Nice canlar yedim der Kızılırmak Bahar gelir senin suyun çoğalır Eser poyraz düz ovaya dağılır Nuri’m çok küçük de suda bunalır N’olur insafa gel Kızılırmak Der Said’im arşa çıktı figanım Elimden uçurdum bir çift doğanım Biri yiğenimdi biri ciğerim Mahşerde davacın var Kızılırmak |
Yorulur Bir Gün h2>
Şu yalan dünyaya meyil bağladım En son eyvah çeker yorulur bir gün Kızılırmak gibi coşup çağlayan Akar boz bulanık durulur bir gün Ciğerimde vardır aşkın budağı Eyvah ile geçti ömrümün çağı Yaz bahar aymın yeşil yaprağı Eser bir acı yel dürülür bir gün Bu dünyaya gelen bir gün ölecek Herkes ettiğini bir gün bulacak Hak kadı peygamber naip olacak Görülmez davalar görülür bir gün | Yoktan var eyledi cenabı Bari Asi kullar için halketti narı Emreder İsrafil üfürür suri Nas mahşer yerinde dirilir bir gün Aldanıp şeytana işleme hata Erem mahşer günü hak nedamete Kimi cehenneme kimi cennete Herkes menziline sürülür bir gün Şu yalan dünyada sanma bey idim Bülbül feryat eder gülsen bağ idim Havayı heveste gezme Said’im Er geç kıyamete varılır bir gün |
Yetiş (Arzum Vardır) h2>
Arzum vardır efendimi görmeğe Azrail omzuma binmeden yetiş Hak sahibi geldi hakkım almağa Bedenim kabire inmeden yetiş | Felek Bir ok attı kalem yıkıldı Atmış altı azam birden söküldü Kalktı musalladan göçüm çekildi Ayaksız ata da binmeden yetiş |
Yeni Değmiş Onüç Ondört Yaşına h2>
Yeni değmiş on üç on dört yaşın Bir acayip sevda gelmiş başına Düşmüş yavrum eloğlunun peşine İncitmen yavrumu tor vardı dağlar Ateş attın ciğerimin bağına Düşü vermiş el oğlunun ağına Göçün çekmiş Ali Öllez dağına İncitmen yavrumu tor vardı dağlar | Yaşım geçti kalkamıyom yerimden Yatamıyom anasının zarından Gitme yavrum eloğlunun öğründen İncitmen yavrumu tor vardı dağlar Der Said’im yoruldum da oturdum Derdim elli iken yüze yetirdim Bu gün akşam ben kuzumu yitirdim İncitmen yavrumu tor vardı dağlar |
Yeğ İmiş (Kulak Verdim) h2>
Kulak verdim dört köşeyi dinledim Ardım sıra gıybet eden çoğumuş Çok yaşayıp kötü günü görmeden Az yaşayıp bir dem sürmek yeğ imiş Çadır kurup sahralara konardım Hünkar sofrasında elim sunardım Kargı alıp tosun ata binerdim Anın dahi bir faydası yoğumuş | Nazar kıldım her tarafa köşeye İltimas çok ağa ile paşaya Var mı bu dünyada ebed yaşayan Yolu çıkmaz bir yücecik dağ imiş Der aşık Said’im üfülür surler Hallaç Mansur gibi atılır yerler Yer yüzünde kalmaz bir tane erler Diyen olmaz filan adam sağ imiş |
Yaz Gelip De Beş Ayları Doğunca 3 h2>
Evvel bahar yaz ayları doğunca Kızılırmak kenarını yol alır Lale bitmiş sümbül boyun eğince Kız oğlana nerkiz verir gül alır Haşarıdır deli gönül haşarı Güzel sevenlerin gözü yaşarı Çıkartma perçemi festen dışarı Esen rüzgar saçlarından tel alır | Şaşırınca deli gönül şaşınca Aşıkın dalgası boydan aşınca Gurbet elde baş yastığa düşünce Korkuyorum nazlı yari el alır Der Said’im belli eder sözünden Durmayıp yaşları akar gözünden Siyah zilfin gel toplama yüzünden Arif olmuş el uşağı yel alır |
Yaratan (Vücudun Şehrine) h2>
Vücudun şehrine bir yankı düştü Seher vakti bir yel estir yaratan Gamdan kasvetten tebdilim şaştı Gönlüm yıkık kalbim küstü yaratan Veli Veysel gibi çöllerde kaldım Üç ihlas okuyup tarika uydum Devrişan şıhlardan hırkayı giydim Nere gitsem ömrüm pustur yaratan Ne gezersin deli gönül havada Arabam devrildi bir düz ovada Ne vefasız kul imişim dünyada Her dem çektirdiğin yastır yaratan Hevesim yok bu dertlerden dolayı Hak bana çektirdi cevri belayı Ne kadar uğraştım yoktur kolayı Her ne olsa sana hastır yaratan | Veysel Karani’yim çölde gezerim Okur aşkın kitabını yazarım Çoktan beri melül mahzun gezerim Sanma ki postun yoktur yaratan Birinci zemine bastık bir kadem Dünyaya geleli kan ağlar didem Perişan halimi kime arz edem Senden başka dostum yoktur yaratan Der Said’im ne çok taksiratım var Af edici Mevla’m mağrifetin var Çok özledim benim bir hasretim var Cem edip uçmakta göster yaratan |
Yaradılış Cilvesi (Beni) h2>
Hakkın sarayında gizli sır idi Anamın rahminde yarattın beni Beyaz mürekkepten al kan eyledin İnsan sıfatına döndürdün beni Bir zaman da ilaçlara ilendim Bir zaman da boz toprağa belendim Dokuz aylık yoldan seferden geldim Anamın sütüyle kandırdın beni Bir zaman da gezer oldum bucakta Bir zaman da sevilirdim kucakta Bir tek birdim evimizde ocakta Geline avrada sevdirdin beni Onbeşinden yirmilere yol olur Otuzunda tam bulanık sel olur Kırk yaşında bir incecik yol olur Boradan sellerden kurtardın beni | Ellisinde ben aklımı şaşırdım Altmışında yolum dike düşürdüm Yetmişinde bildiğimi şaşırdım Merdiven merdiven indirin beni Sekseninde mukadderim yazılır Doksanında kara yazım bozulur Yüz yaşımda kemiklerim büzülür Sabi çocuklara dönderdin beni Der Said’im beni böyle yandırdın Ecel şarabını verdin kandırdın Sabi çocuk gibi yudun kaldırdın Hiçte gelmemişe döndürdün beni |
Yar Senin (Gam Kasavet Gitmez) h2>
Gam kasavet gitmez olsun başından Alem aciz kalsın ahı zarından Yekini yekini kalkma yerinden Ben tutayım ellerinden yar senin Vücudun dayansın sitem taşına Daim çalış emeciğin boşuna Ufak gömlek serme dallar başına Nen duymayım dillerinden yar senin | Bakmaz mısın etticeğin işlere Başındaki boran ile kışlara Ayağım deyse de taştan taşlara Gayri gitmem yollarından yar senin Said’in katline yazarsın ferman Muhanet zalimden bir puse alman Gül rayhandan olsa bütün bir orman Almam güllerimden bir tek yar seni |
Yar İçin Gam Çekme h2>
Yar için gam çekme divane gönül Yardan evvel yar aklına düşmez mi Sen yardan gayriye bağlama meyil Çekeceğin zor aklına düşmez mi Yoktan var eyledi cenabı gani Bir gün apansızın verirsin canı Felekte ün verir mahşer meydanı Yudar seni yer aklına düşmez mi | Hevesatta gezip tarikten azma Varıp bir nadana sırrını çözme Dünya geniş diye salınıp gözme Kabir vardır dar aklına düşmez mi Yükletsen gam yükü götürmez kater Aşka düşen gönül öğüt mü tutar Said bu sevdadan vazgeçsen yeter Bifevtin lamekan akla düşmez mi |
Uyan Derim Uyanmaz h2>
Ciğerime ateş attım hiç sönmez Uyan derim kara gözlüm uyanmaz Benim sana yandığımca el yanmaz Uyan derim saçı sünbül uyanmaz Gaflet bastı ben uykudan uyandım Dirsek verdim yastığıma dayandım Kimse yanmaz ateşine ben yandım Uyan derim mahmur gözlüm uyanmaz Sabah oldu tan yerleri atıyor Bütün kuşlar destur almış ötüyor Herkes sevdiğini almış yatıyor Uyan derim saçı leylam uyanmaz | Sabah oldu tan yerleri ışıdı Garip hocam minarede ışıdı Benim yârim şu alemde baş idi Uyan derim kömür gözlüm uyanmaz Çağırın vefasız yarimi gelsin Arasın derdimin çaresin bulsun Olursa bir imdat Mevla’dan olsun Aşık Said buna kimse dayanmaz |
Usandım (Vatanım Vatanım) h2>
Vatanım vatanım vatanım yoktur Yürü yalan dünya senden usandım Çektiğim emekler hep hiçe gitti Vücudun içinde candan usandım Kadalı kavgalı bu benim başım Durmadan akıyor didemden yaşım Yüklendi barhanam hani kardaşım Ağlama gözlerim senden usandım | Yüklettin yükümü kalmasın deyi Demir hat çekilmiş zalimin yayı Dolandım da geldim vatanım deyi Arada söylenen dilden usandım Der Said’im bu gün bana ne oldu Şu çeşmi giryanım kan ile doldu Saatim ay oldu günüm yıl oldu Gelip geçmez kara günden usandım |
Tüter Cehennemin Dumanı h2>
Tüter cehennemin dumanı tüte Acep Mevla bana gazap mı eder Cümle halk yüzleri üstüne yatar Haykırır ün verir ateşi Suzan Mevla’m kullarına insin rahmetin Çektirmesin cehennemin zahmetin Hep bağışlar habibine ümmetin Eder kullarına bin türlü ihsan | Said bu rüyaya aldanma boşa Götür azık bir gün gelecek başa Senin günahların gökleri aşa Sana baki değil bu Toklumen |
Tosun Ağanın Ölümü h2>
Gelin dostlar helallaşmak çağıdır Gidiyorum vatanımdan ilimden Yalan dünya bir gülistan bağımış Deremedim eyvah geçti elimden Kara çadır Kızılırmak salında Tabiblerim melhem tutar elinde Bir hasretim vardır Mekke yolunda Çok götürün selamımı dilimden Felek bakmaz mısın fakir halime Ufak yavrularım gelsin yanıma Azrail vurunca pençe canıma Kırmak ister kollarımı dalımdan | Felek sana emanettir bu canım Yaralıyım kanlar saçar bedenim Ağlar baş ucumda çifte fidanım Ayrı düştüm bir çift gonca gülümden Bakmaz mısın şu dağların pusuna Bacısı Fadime girsin yasına Bir ben değil herkes yandı Tosun’a Der Said’im çare gelmez elimden |
Tecellim Böyle (Bana Gam) h2>
Bana gam yutturdun ey kahpe hicran Bu hasretlik haşre gider mi böyle Ben mi tedbirimde ederim noksan Yoksa benim kader tecellim böyle Aksine çarkettin devranı felek Hep havaya gitti çektiğim emek Sevda çöllerinde ah yar diyerek Mecnun’da gezerdi ben gibi böyle | Aman felek aman ne olur halim Sevda köşesinde kalmışım zalim Bu kadir mevladan affım dilerim Görmedim yarimi gezerim böyle Der Said’im gayrı gönlüm yoruldu Belki sevdiceğim bana darıldı Mecnun gibi Leyla’sından ayrıldı Başıma almışım sevdayı böyle |
Toplandı Redifler Düştü Gayretle h2>
Toplandı redifler düştü gayretle Mevla zeval vermez dinü devlete Şehit olanlar doğru gider cennete Şehitler hep bayrak açmış gidelim Erzurum şehrini kör moskof yıktı Kadını erkeği ateşe yaktı Sabi çocukları süngüye taktı Sabilerin imdadına gidelim Biz ehli islamız doğruyuz doğru Onlar kör moskoftur evvelden eğri Ağlaman kardeşler dini bir uğru Ehli islam düğün kurmuş gidelim | Her nereye varsak hak bizden olur Bize dokunanlar Allahtan bulur Allahın aslanı Ali duyulur Zülfikarın arkasından gidelim Der Said İslamız çekersek cefa Yârin mahşer günü süreriz sefa İki cihan serveri Mehmet Mustafa Ümmetini bunda komaz gidelim |
Taramış Zülfünü Kırkmış Kabadan h2>
Nasıl vasfedeyim ey güzel seni Cemalin görenler terkeder canı Sarı çiçek mor menekşe zamanı Kalktı yaylasına göçtü bir gelin Taramış gerdana dökmüş saçını Yaktı viran etti gönlüm içini Er kuşluk zamanı çekmiş göçünü Yayla sana sökün etti bir gelin Taramış zülfünü kırkmış kabadan Ayrı düşmüş hem anadan babadan Bir ceren tezikmiş Büyükoba’dan Cihana ateşin saçtı bir gelin Dağlardan tezikmiş bir akça geyik Kırıktır kollarım tutmuyor seyik Malı cemalin görünce titirer kayık Cemalin perdesin açtı bir gelin | Kızılırmak selamına durdun mu Doğrulup da mah cemalin gördün mü Kanlı zalim yare bir yol verdin mi Kuruyasın senden geçti bir gelin Şu hocanın her işlerin bitirin Görün hizmetini keyfin yetirin Şu gelini Bakacığa götürün Koçhisar üstüne aştı bir gelin Said’im erişti bahar çağına Kemhalar yakışır usul boyuna Arzu edip gider Kulu köyüne Vardı sılasına düştü bir gelin |
Sürmeli Değil (Ilgıt Ilgıt Esen) h2>
Ilgıt ılgıt esen seher yelleri Yar gelip geçtikçe değmeli değil Ak elleri boğum boğum kınalı Ah neyleyim gözler sürmeli değil Doldurmuş helkeyi ben deyip gider Açmış ak göksünü yel dövüp gider Elâ göze sürme çekmiş cevreder Mahellenden bir yar sevmeli değil | Ben bu derelerde konup göçmedim Aşkın badesinden dolup içmedim Fırsat elde iken alıp kaçmadım Öldürmeli beni dövmeli değil Bizim ilde ak sayayı giymezler Giyip giyip ak topuğu dövmezler Sen güzelsin ben Said’e vermezler Düşüp kız sevdana yelmeli değil |
Suda Boğulan Gelin 01 h2>
Yedi kardeş idik bindirdik ata Sevkettik kavimli kardeşli öte Köprüye varınca oldu bir hata Nettin Kızılırmak allı gelini Kayığa binince kayık yıkıldı Seğmenler yengeler suya döküldü Nice yiğitlerin beli büküldü Nettin Kızılırmak allı gelini Seğmenler de ara yerde dolaşır Yengeler de kuzu gibi meleşir Güveğiye kara haber ulaşır Nettin Kızılırmak allı gelini Kaynanası der ki gelin gelmedi Kayınbabası der gönlü olmadı Çehizler geldi de damlar almadı Nettin Kızılırmak allı gelini | Kızılırmak ne belalı başın var Kuzgunlar dolanır çok üleşin var Yazı göstermezsin daim kışın var Nettin Kızılırmak allı gelini Nice taze canlar yedin doymadın Muradı koynunda kaldı duymadın Şu gelinin kocasına sormadın Nettin Kızılırmak allı gelini Said’im der orda ben olmasaydım Ölmüş gelin yüzü hiç görmeseydim Böyle destanları yazmasayıdım Nettin Kızılırmak allı gelini |
Sıla (Dinleyin Ağalar) h2>
Dinleyin ağalar tarif edeyi Gözde hayal hayal işi sılanın Estikçe rüzigar kokar burnuma Kayası toprağı taşı sılanın Ağyar ile ettim kararı zati Zayetme sevdiğim sen emaneti Biz yar ile yedik nanü nimeti Bol olsun ekmeği aşı sılanın Kanlı Kızılırmak enginden akar Ayrılık ateşi ciğerim yakar Gelin kız karışmış çamaşır yıkar Ilıca göl derler başı sılanın | Turnamın kanadı bir karış telden Çekerim ayrılık ne gelir elden Bülbül gibi ben de ayrıldım gülden Gündüz hayal gece düşü sılanın Ayrılık hasretlik ne yaman beter Ah çektikçe sılayı efkarım yeter Baharın çağında turnalar öter Hep seherde öter kuşu sılanın Said’im der ki bu sözüm haktır Yaralıyım yâre sitemim çoktur Gezdim dört köşeyi hiç dengi yoktur Bulunmaz akranı eşi sılanın |
Seyyah Olup Şu Köyleri Gezerken h2>
Seyyah olup şu köyleri gezerke Bir çift güzel gördüm göl kenarında Siyah saçlarını dökmüş gerdana Uzatmış perçemi til kenarında Bakmaz mısın şu feleğin kastına Güvenilmez ahbabına dostuna İnce diş oturmuş dudak üstüne Al yanak kızarmış gül kenarında Görünce cemali yüzüme güldü Siyah saçlarını gerdana sürdü Kirpikler ok gibi ciğerim deldi İnce diş görünür dil kenarında | Beri gel beri gel kaşı kemanım Can verem yoluna yoktur gümanım Ade yürüyüşlü servi samanım Sırmalı belikler bel kenarında Yavru şahin gibi gözün süzerek Hüma kuşu gibi zilfin dizerek Eda yürüyüşlü hoşça gezerek Said’im rast geldi yol kenarında |
Savuşur (Mürşidi Kamille) h2>
Mürşidi kamille eyler savaşı Çarşıdan pazardan alır savuşur Olura olmaza açma kumaşı Bu müşteri değil bakar savuşur Aşıklık maşukluk acayip haldir Aşkın deryasına gemini daldır Bir ulu göl bul da kabını doldur Yalancı sel derler akar savuşur Körlerin gittiği yoldan sapmalı Gelenden geçenden hisse kapmalı Sıratın başına bir dam yapmalı Yolu düzgün olan çeker savuşur | Altından tavanlı konağın olsa Cevahir yıldızdan direği olsa Bu alemde senin yüreğin olsa Acımaz yüreği yıkar savuşur Çektiği Said’in elemle yâre Bulunmaz derdine olanca çare Gönlüm yıkılıyor akan pınara Pençesine çarpar söker savuşur |
Sana Garip Derler (Turnam) h2>
Sana garip derler ben de garibim Seyret şu garibin coşunu turnam Demir yay derler her yiğit çekemez Düşme şu garibin peşine turnam Sabah olur erken kalkın havaya Adil efendiyle durun duaya Benden selam söyle büyük ağaya Acep girer miyim düşüne turnam Geçin Çenbekliden Alişenbeyden Koca Haymanadan Karaca dağdan Tor şahin atarlar o eğri çığdan Kon Kara Senirin başına turnam | Engin akar Kızılırmak selleri Konar göçer Şereflinin elleri Pus bağlamış Karataşın çölleri Uğratman Urumun kışına turnam Kömür gözlüm yanarm’ola ben gibi Gülgülü fes giymiş altın incili İsmim Aşık Said Tokluemenli Seyret gözlerimin yaşını turnam |
Öldüm (Bir Güzel Kız Gördüm) h2>
Bir güzel kız gördüm tutmuş yolunu Uzatmış gerdana ebru telini Geldi geçti bilmem kimin gelini Sorsam öldürürler sormasam öldüm Şu giden güzelin aslın sorayım Gerdanda benine yüzüm süreyim Dedi gel yanıma haber vereyim Varsam öldürürler varmasam öldüm Çok durma karşımda söyle sözünü Zahire aşıkım bilmem özünü Gerdanda benime gel sür yüzümü Sürsem öldürürler sürmesem öldüm | Dedi yiğit muradına erdin mi El uzatıp gonca gülüm derdin mi Koynumdaki çifte narı gördün mü Görsem öldürürler görmesem öldüm Alem güzel olsa girmez aynıma Uzat kollarını dola boynuma Eğer Said isen gel gir koynuma Girsem öldürürler girmesem öldüm |
Olmasaydı (Bir Şemsi Aşk İle) h2>
Bir şemsi aşk ile oldum divane Yanardım büsbütün kor olmasaydı Zemini cihanda gül mü biterdi Eğer ol mübarek ter olmasaydı Ne zulmet olurdu ne hükmü deniz Ne şahmer olurdu ne kızıl öküz Ne yer gök olurdu ne gün ay yıldız Eğer ki kefinen nun olmasaydı Cümle mahlukatın hakkı yezdanı Yarattın embiyayı mürselini Hemde yaratmazdın havzı kevseri Akmazdı gözümden mim olmasaydı Ol turi sinada haşroldu Musa Hurmayı dalında bitirdi İsa Yedinci katında ol kadem basa Üstünde bir iplik var olmasaydı | Adem buğday için çok çekti melal Bir zaman ortaya düştü kıylükal Buğday bizim için olmazdı helal Havva eğer hakka yalvarmasaydı Aşık sadıkların bilinmez sırrı Bülbüle görünmez goncanın harı Kimseler varmazdı ileri geri Dü cihan serveri pir olmasaydı Yaz gelince lale sümbül erişir Güz gelince müddet çağı savuşur Çare yoktur bülbül güle kavuşur Velakin arada har olmasaydı Der Said’im her sözlerim tastik et Anla nasıl olur ol sırrı kudret Nur ile keşfoldu ol sekiz cennet Nar nereden çıkar nur olmasaydı |
Nice Dolaşayım Ben Şu Alemi h2>
Nice dolaşayım ben şu alemi Gönlüm geze geze sevdigar oldu Ne bir haber geldi ne de bir selam Bir şahin bakışlım inkisar oldu Şu yalan dünyayı neyler niderim Ta ezelden böyle imiş kaderim Bir gün eksik değil gam ve kederim Bize gam kasavet her gün yar oldu | Şu yalan dünyadan usandım doydum Düştüm arkasına gönlüme uydum Çıktım gurbet ile bir güzel sevdim Sevdası sineme yadigâr oldu Der Said’im ben gönlümü düşürdüm Gurbet ilde hem aklımı şaşırdım Çoktan beri elem keder taşırdım Sılaya varmaya namus ar oldu |
Şirin Kırşehir Sitesi
e-posta: ŞİRİN KIRŞEHİR İNFO
Bu site Hasan Öztürk tarafından hazırlanmaktadır..
Çukur çayır